23 Kasım 2011 Çarşamba

atım tepmez, itim kapmaz..

...
- yani işte inanılmaz zenginler anlayacağın.
+ ne diyelim Allah daha çok versin.
- ... a-amin.

'amin'deki tire(-) o içindeki anlık tereddütten. o 'amin' sana dair bir şey için olsa dudakların çatlayacak dua ederken. ama diğerine geldi mi sıra, içindeki kibirden zikrine pislik bulaştırıyorsun ister istemez.

kibrin yalnız imanına saklanmış bir canavar olsa yine iyi. durum çok daha vahim.

özür dilemek yerine 'kusura bakma' demeyi seçiyorsun, 'üzgünüm' çıkmakta zorlanınca dudaklardan, hemen 'oldu bir kere napalım' a sığınıyorsun.
oysa kaybetmekten korksan karşındakini, özürlerin sonu gelir miydi, kendini affettirebilmek için kaç ipte aynı cambaz olurdun?
buna da 'daha ne uğraşacağım ben elimden geleni yaptım' diyorsun değil mi? tamam.

neden 'gurur' kelimesini seçmedim? çünkü 'gurur' dediğinde içten içe bir acizlik var. aciz hissettiğin için 'gurur' denen o minyatür arenanın duvarları ardında kimselere çaktırmadan kabzanı avuçluyorsun. 'kudret ve hakimiyet timsali'sin, yürü be! soran olursa savaştasın, ezdirmezsin kendini kimselerin karşısında, dağ taş duman olur sen istersen. peki. gördüğün gibi yemiyorum ve sana saygı duyuyorum. öğrendiğin bu çünkü. sana başka seçenek bırakmayacak kadar 'alışmış' bir topluma karşı daha farklı davranamazdın.

kibir öyle değil ki. işvene cilvene nüksetmiş, ağzının şekli değişiyor konuşurken; yılan tıslamasına benzer korkunç gülüşlerin ya da iç çekişlerin var paragraf başlarında..


'herkesi affediyorum' diyorsun misal. ama bunu iyi niyetin, Allah'a havale dileklerinle değil, tam tersine tanrı rolünü üstlenerek yapınca, işte o zaman sözlerin bana bir angusun ayaklarını öperken 'erkek' çocuk istemek kadar gülünç ve tiksindirici geliyor.


'affetmek', 'özür dilemek', 'değer vermek', 'sevmek' gibi olumlamaların hiçbiri içsel arınman değil, zehri dibine dek zerk etmen damarlarına, hem de kendi ısırığınla..


bu sapıkça cümbüşte yaktığın ateş yalnız senin o dipsiz kuyunu aydınlatıyor. boğulduğunun farkında değilsin, çünkü soluduğun iblis hoş bir tat bırakıyor boğazında..

ve sen böyle sarmaş dolaşken riya ve kibir kardeşlerinle, 'kusura bakma', ben ancak gölge ederim üstüne, çamurla sıvanmış güneşinin..

John William Waterhouse - Vanity, c.1908-10




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder